Akademinin geleceği, sürece nasıl dahil olacak?

Ankara’dan bir araştırma görevlisi

19 Mart gününden bugüne üniversite öğrencileri sokakta. Kampüslerden, sokaklardan, kent meydanlarından “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları yükseliyor. Ders boykotları örgütleniyor; açık derslerle, konserlerle, forumlarla öğrenci gençlik bir araya geliyor, yol haritasını tartışıyor. Burada dikkat çeken noktalardan birisi de araştırma görevlilerinin buralara katılımı.

İrili ufaklı buluşmalarla bir araya geldiğimiz araştırma görevlileri neler yapabileceklerini ve çoğunlukla öğrencilerine nasıl “yardımcı olabileceğini” tartışıyor. Yardımcı olma düşüncesi kimi zaman eylemler esnasında öğrencilerini korumak, kimi zaman çeşitli maddi desteklerde bulunmak, kimi zaman ise gözaltındaki/tutuklanmış öğrencilerine destek vermek olarak şekilleniyor. Akademinin ilk günlerdeki sessizliği, sonrasında Öğretim Elemanları Derneği gibi öz örgütlerin ve Eğitim Sen’in çağrılarıyla çeşitli toplantılar ve yürüyüşler düzenlenmesi yerini eylemselliklere bırakmakla birlikte, tartışmaların başat noktasını oluşturuyor. Eğitim Sen’in bir günlük “hizmet üretmeme” çağrısının ardından tüm MYK üyelerine ev hapsi verilmesi, İstanbul Üniversitesinden Levent Dölek’in tutuklanması gibi kararlardan gördüğümüz üzere iktidar da var olan örgütlülüklerimizi hem marjinalize etmeye hem de daraltmaya çalışıyor.

‘Bugüne kadar neden örgütlenmedim?​’

“Bugüne kadar neden örgütlenmedim?​”, “Biz de örgütlenmedik, şimdi ceremesini çekiyoruz”, “Sendikaya daha öncesinde üye olmalıydım”, “Buralar daha etkin olmalı” gibi öneri ve serzenişlerin çokça duyulduğu bir dönemdeyiz. Her ne kadar büyük çoğunluğu 33/a gibi daha güvenceli bir kadroya geçmiş olsa da araştırma görevlileri iş güvencesine dair çeşitli kaygıları taşıyor. 50/d gibi daha güvencesiz bir kadroyla istihdam edilenler ise sözleşmelerinin yenilenmemesi korkusunu barındırıyor.

Ancak şunu söylemek gerekiyor: Bugün eleştirdiğimiz yetersiz tutumların bizler neresindeyiz? Türkiye akademisinin geleceği olan bizler ne yapacağız? Elbette öğrencilerimizin kurduğu/kuracağı birlikteliklere katkı vermek, kendi deneyimlerimizle buraları beslemek ciddi önem taşıyor. Fakat araştırma görevlilerinin de kendi örgütlülüklerini güçlendirmesi, var olmayan yerlerde kurmaları, birlikteliklerini kuvvetlendirmeleri de üniversite bileşenlerinin birlikte hareket edebilmesi için hayati hale gelmiş durumda. Araştırma görevlileri de diğer akademik personellerle birlikte kuracakları birliktelikleri güçlendirerek ancak öğrenci hareketine destek verebilir.